Sanki İki Meyhane Bitirmişler
Sanki İki Meyhane Bitirmişler
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
- “Gayri” Müslim, anlışanlı bir gitarist ile başlıyoruz. 6-7 Eylül felaketini daha önceden sekiz uzaktaki evdeki bir gardırobun içine saklanarak yaşayan Efrahim'in, bir başka o karanlık dolaptan çıkarılamayan eğri büğrü yaşam ile… - İkinci öyküde eski, yıllanmış bir meyhaneden evde eski Maarif Nazırı Hasan Ali Yücel ile Nazım Hikmet kola giriyorlar. Masalar hınca-hınç dolu. İçeride kimler yok ki… Süleyman'dan Yusuf Atılgan'a kadar, hepsi bir arada… Kısacası tuhaf bir öykü; düşüncelerin ve gülücüklü gelişmelerin dibi tutmak üzere… - Hemen arka günde genç bir felsefe öğrencisi, yedek yetkili öğretmen olarak büyük kenti ardında ayrılıyor, köy yollarına düşüyor ve orada, gözleri gören Marks'ı Almancasından Sartre'ı Fransızcasından “tefekkür eyleyen” katkısız/katışıksız bir halk filozofu ile karşılaşıyor. Öğretmenimizin şaşkınlığı ama etkileşimi, gösterisi. - Son öyküde akşamın bir vakti işinden yorgun argın çıktıktan sonra bir koltuk meyhanesine sığınan kahramanımızın, rakı kadehleri arasında yaşayanların öğrendiği bilgileri anatomisi… Meraklı mı? Pek belli değil. Acı mı? Hayır, acımtırak… - Merak, sorgulama, sağlama, sunma… Sonra yeniden merak, sorgulama, falan… Bu bir kısır döngü müdürü? Hayır, aydınlanmaya başlayan o dar ve meşakkatli yolun ta kendisi… En kısa adresi.Tanıtım Metni
Paylaşmak
