Bambu Kültür Yayınlar
Satranç-Stefan Zweıg'in Çöküşü
Satranç-Stefan Zweıg'in Çöküşü
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
SATRANÇ Satranç öyküsünün sağlam kurgusu dönemine farklı bir pencereden bakmamıza olanak sağlıyor. Özgür düşüncelerin, demokrasinin, aklın, kin, nefret ve zorbalıkla susturulduğu bir dönemde Satranç, dostumun bittiği yerde yeniden doğmayı anlatıyor. Ancak bu yeniden doğuş insanın hiçlikle, yalnızlıkla ne denli savaşarak, bireyin bu hiçlik karşısında bir cesaretin nasıl dikildiğini gösteriyor. Sadece sandalye, masa, yatak gibi eşyaların çalıştığı tahtalarla örülü pencere ile izole edilmiş bir otel odası, gardiyandan başka insan olmayan, kendi sesinden başka bir ses duyulmayan yerde insan nasıl hayata tutunur? Her gün rutin yapılan kontroller sırasında, gardiyanın cebinden çalındığı düşünülüyordu! bir kitap ve bayat ekmek kırıntılarıyla. Satranç öyküsünün tiyatro uyarlaması da burada bu yerde başlıyor. Umut sürüyor burada… Delilik de… Peki ya sanıldığı gibi hayata tutunacak şey aşamalarında yoksa? 1938–1941 yılları arasında sürgün yaşadığı son durak olan Brezilya'da yazdığı ve 1942 yılında Buenos Aires'te yayımladığı Satranç, Zweig'ın edebiyatı ve Dünya'ya vedasıdır. Eşi Lotte ile birlikte 22 Şubat 1942 tarihinde intihar etmeden önce tamamladığı son yapıttır. STEFAN ZWEIG'IN ÇÖKÜŞÜ Eser, Stefan Zweig'in Brezilya'da kalıcı son günlerini anlatırken bir yandan Avrupa'nın nasıl bir araya geldiğine düşernü, bir yandan da aydınların ülkelerinden sürgün edilişini, kimisinin Nazi'lerin elinde katledildiğini kimisinin ise akılda kalıcı ölüme terk edildiği acı deneyimleriyle gösterirken. Stefan Zweig'ın damak hakları burada başlıyor. O çok sevilen Avrupa yanıp sönüyor ve bir çeşitliliğin içindedir. Zweig'in ruhu gibi. O "birisi barışı başlatmalı, başlattığı gibi" derken aslında son yardımlarını haykırıyor iletir ama kimse duymaz. O da bu derin sessizlik içinde artık işin içinden çıkılamayacağı düşünür... Avrupa gibi gitgide kendi sonunu hazırlamaya başlar. Tanıtım Metni
Paylaşmak
