Seans Sahnesi Üzerine

Psikoterapist olma isteği ile başlayan ve önce yüksek lisans eğitimi, ardından da meslek hayatı boyunca süren yolculukta birçok, seanslar hayal eder, izler, yapar, hatırlar, düşler. Bu seanslar, içsel ve ilişkisel bağlamaların sözlü ve sözlü olmayan anlatılarını sahneler. Alev Çavdar'ın bu kitapta yazarları derlediği, hayallerini, arzularını, korkularını, rüyalarını, benliklerini, diğerlerini önce bir düşlemsel seans sahnesine yatırıldıktan sonra bunların üzerine düşündüler. Sahne oldular, sahnelendiler ve sahneleneni anlamlandırmaya çalıştılar. Yazım süreci, yazarların klinik psikoloji eğitimlerinin ilk yılında “Herhangi bir zamanda, herhangi bir danışan ve terapi ikilisinin, herhangi bir seansını hayal edin ve yazın” talimatı ile başladı. Yazılan oturumlar üzerine başka bir yazarlık süreci, anlamlandırılarak gözlemsel ve kuramsal notlar başarısız oldu. Eğitimlerinin ikinci yılında yazarlar, terapist olarak seans deneyimi yaşamaya başladıktan sonra, hep birlikte bu hayalî seansları ve notları yeniden okudu, yeniden yazdı, yeniden anlamlandırdı. Sonunda bu kitapların bölümleri ortaya çıktı. Seans, hem terapist-danışan ikilileri ile hem de bu ikiliyi yaratan süreç ile hem bu ikilinin yarattığı analitik üçüncü oyun oynama fırsatı verdi. Danışanlar ve terapistler olarak seanslarda yaptığımız gibi düşle gerçeğin, benle diğerinin, hatırlamanın sınırlarını yitirdiği bu alanda dolaşmanın kariyeri ve kişisel olarak oyun alanımızı büyütmesi ve birlikte dönüşmek üzerine düşünmenin yolunu açmayı bırakması. Bu kitaptaki tüm danışanlar ve terapistler hayal ürünüdür. "Elinizde bulunan bu kitap gerçek hayattan çıkan ama hayali olarak sunulan anlatıların bir derlemesi, başarılı filmler ve diziler gibi yaşamayı sağlayan cesur bir ayna. Bu kitap biz okurlar için sırlarla dolu seans odalarının bir köşesine fazladan bir sandalye ortaya koyuyor. Danışanları birlikte dinliyoruz, okur olarak yaratıcı bir oyunun parçası var." – Aslı Tunç, İstanbul Bilgi Üniversitesi Tanıtım Metni