Sinova Yayıncılık
SEHPADAKİ ÇIĞLIK & MEHMET RIZA BEY
SEHPADAKİ ÇIĞLIK & MEHMET RIZA BEY
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
M. Kemal Paşa, M. Rıza Bey'in konuğu olarak İstanbul'dan Keskin'e gelir. Geç saatlere kadar oturulur, kahveler içilir ve hoş sohbetler edilir. M. Kemal Paşa, kendisine verilen odada istirahata çıkarılır. Gecenin ilerleyen saatlerinde konağın bütün ışıkları sönmüşken bir anda, M. Kemal Paşa'nın odasının lambası yanıverir. Bunu gören konağın kâhyası da bu durumu M. Rıza Bey'e haber veriyor: “Paşanın odasının lambası yanıyor.” M. Rıza Bey, telaşlanır derhâl M. Kemal Paşa'nın kapısını çalıp değiştirir. M. Rıza Bey, "Kâhya odanızın lambasının yandığını haber verdi. Paşam, hayrola bir ihtiyacınız mı var?" diye soruyor. Mustafa Kemal Paşa da “M. Rıza Bey, bir ses duyduğum ve karşılaştığım.” M. Rıza Bey, “Paşam, beni çiğnemeden seni benim kullanabileceğim kim alabilir ki?” M. Kemal Paşa; "M. Rıza Bey, bir anam, bir canım, bir de köstekli saatten başka şu fani dünyada neyim var ki. Ben korkmayım da kim korksun." M. Rıza Bey de “Paşam sen rahat ol.” odadan çıkarın. Halide Edip eşi Dr. Adnan Adıvar ile Özbekler Tekkesi'nde otururken çok uzun boylu, yiğit bir adam kapıdan eğilerek içeri girer. Halide Edip Adıvar'ın eşi Dr. Adnan Adıvar'a soruyor: “Bu adam da kimdir?” Adnan Adıvar cevap veriyor: “Bu adam meşhur Kırşehir Mebusu M. Rıza Bey'dir:” Halide Edip'te eğilerek eşine sorar: “Söylendiği gibi efsane bir adammış.” Tanıtım Metni
Paylaşmak
