Seküler Türkiye'de Ruh Çağırma

20. yüzyılın başı, ulus devletlerin görünümlerini çizdiği gibi insanların da maddi ve manevi görünümlerinden oluşan kalın birikimlerin çizme çabasına tanık oldu. Türkiye'de ise modernleşme köyleri bilim ile din arasında yeni tanımlar, maneviyatı kabul edilen ve terazisinde tartmak isteyen bir kuşağın sancılarını, yeni bir anlam arayışını beraberinde getirdi. Batı'dan esen ruhçuluk akımı, Osmanlı son döneminde başlayan Cumhuriyet entelektüelleri için hem kaybolan metafizik duyguyu hızlı değişimler hem de bilimin kanunlarına sadık kalmanın bir yolu olarak belirlendi. Ruh çağırma seanslarında, masaların başında sadece kayıplara değil, anlam taşıyanlara da sesleniliyordu. Bu kitap, Osmanlı son döneminden başlayarak, modern bilimin ve dinin sınırlarında ruhçuluğun Türkiye'de nasıl özgün bir hâl değişimi ve modernleşme süreci ruhsal ve yapısal açılmazlarına nasıl olayların çözüldüğünü öğreniyor.Tanıtım Metni