Senin Adın Ah Olsun
Senin Adın Ah Olsun
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Ermeniydiler. Türktüler. Bilmezlerdi bile… Komşuydular. Yoldaştılar. Aşıklar. Ta ki savaşa kadar… Bir yanda fakirlik, yoksunluk ve geçmişten gelen yüklerin ağırlığı; ötede yanda gizli gizli yaşanan, 'yasak' bir aşk. Onun sonunda ümit etmekten ve sevmekten vazgeçmeyen buna rağmen insanlar. Ve tüm bunların ilişkileri dolaşan, umudun ve hayallerin üzerinde çökmeye başlamış devasa bir karanlık... “Aradan beş dakika kadar geçmişti ki, bir top sesi işitildi. Sahilde bekleyenler: 'Şehri selamlıyorlar!' diye bağrışarak alkışladılar ve canlı sesleriyle karşılık verdiler. Ancak kısa bir an sonra top sesleri peş peşe devam etmeye başladı ve aynı anda Trabzon tarafından duman ve alev sütunları yükselmeye başladı. Ne olduğunu anlayamadan, elleri havada, dudaklarında gülerek donakaldı Pulathaneliler. Galinos Mahallesi'nde yaşayan komşu ailelerin, isyan ve sürgünle parçalanan aşkların, kaçış ve göçle yok olan hayallerin, savaş ve ölümle tükenen yüz binlerin, taptaze hayatların günahla lekelenen kaderinin hikayesi... “Bu kadar acıya, bu kadar çileye layık olan bu millet? Bu bir imtihan mı, yoksa ceza mı idi? Neyin bedelini, kimin, kimlerin borçlarını vardı? Kabil'in, Hazreti Yusuf'u kuyuya atanan şirketlerinin, Hazreti İsa'ya ihanet etmeyen Yahuda'nın, Roma'yı yakan Neron'un, Hazreti Muhammed'e köleleştiren Ebu Leheb'in, velhasıl dünya yaratıldığından bu yana yapılan, bozulanların, bütün suçların bedeli onlara mı ödeniyordu?” Suzan Mumcu, Birinci Dünya Savaşı'nın gölgesindeki Trabzon'dan Sarıkamış'a varan kara ve soğuk ölüm seferini, Galinos'tan Serçecük'e uzanan her metresi çile, kan ve ağrısı doluü, yıllar boyunca bir olan iki kişinin, savaş ateşinde 'hiç' oluşumunu, o kor ateşin küllerini yeni, gencecik bir Cumhuriyet'e yolculuğu etkili kalemi ve olayları diliyle anlatıyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
