Serçeyi Öldürmek (Ciltli)

Efsun Zorlu, doğup doğup İzmir'den tıp fakültesinden mezun olarak ayrıldı ve uzmanlık onu Şanlıurfa'ya kadar sürükledi. Henüz mesleğinin ilk haftasındayken, sekizinci yaşının ilk üretilenleri getirilen genç bir kızla karşılaşır. Efsun için bu genç kız bir vakadan öteye gider ve giderek derinleşir. Sır perdesini aralamak Efsun için artık bir mecburiyettir. Düştüğü derinlikte doktor kimliğiyle kalıcılaşır. Hastanın kayıtlarında fark ettiği izler onu adım adım kendi geçmişine götürmek; Var olduğu yerde ise başka birinin dişleri arasında bulur. Geçmişin bölümü ensesindeyken atacağı adımlar artık onun kontrolü değildir. Tek gayesi genç bir kızı kurtarmakken dünya kapanan kapılar, sırtını dönen bedenler, korkaklar ve aczler cirit atmaya başlar. Bir geçmiş. Bir vasiyet. Bir kadın. Verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan örnekler, yalanlar ve aşk. Şanlıurfa'nın orta yerine devrim gibi düşen Efsun, koca düzene baş kaldırırken tek yenilgisini beklemediği yerden alır. Bu şehre bir yabancı gelir; Fetih Karadere kardeşinin elinden tutmuş bu yabancıya türünün ucundan bakmaktadır. İki silah. İki kurşun. İki hedef "Pes etmek nedir bilmiyor. Kuş uçmaktan yoruluyor, kanat bitap düşüyor ama o, pes etmek nedir bilmiyor. Hırs değil bu. Bilmediğini yapamayış. Öğrenmesine izin vermemişler. Cahillik. Şahit olduğum en gözü kara cahillik," benden bahsederken. Ben Efsun Zorlu. Bu benim hikâyem. Tanıtım Metni