Serotonin

Sadece Fransız edebiyatının değil, Avrupa'nın kötü çocuğu Michel Houellebecq, yapıtlarında toplumun hedonist ve ekonomik yanlarını en kötümser uçlara götürerek geleceğe giden, bugünü gelecekte taşıyan âdeta karanlık bir kâhin. Cüretkâr tahminlerinden nasiplenmeyen alan yok: Bilim, seks, sanat, siyaset, din. Bu sayede 2002'deki Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü'nden 2010'daki Prix Goncourt'a kadar yeteneğinin karşılığını bol miktarda aldı; Serotonin'le yine 2020 Booker adaylarındandı. Tarım Bakanlığı'nda ziraat mühendisi olan Florent-Claude Labrouste, çalışma seçeneklerin, kadınlarla ilişkilerinden ve yeni Avrupa'dan sıkılmış kırklı yaşlardaki müzmin bir bekârdır. Memleketinde kaybetme arzusuyla arabaya atlayıp yola çıkar, kullanılan antidepresanın da saklandığı her şeyin libidosundan azade görmeye başlarken yeni toplumun huzursuzluklarından ve eski dostlarıyla sevgililerinin dönüşümlerinden etkilenecektir. Protestolarıyla Fransa'yı sarsan Sarı Yelekliler hareketini öngören Serotonin, yazarın kehanet yeteneğinin rafine bir örneği, bir tür zamane Ölü Canlar'ı. “Kaybeden beyaz erkek: Houellebecq'in yeni romanı, Fransız duygusuzluğunun öngörülüyor.” —THE GUARDIAN “Provokasyonlarına rağmen romantik ve hüzünlü saklanan romanı; Houellebecq gezgin ozanlar gibi kayıp aşkların şarkılarını söylüyor.” —RACHEL KUSHNER Tanıtım Metni