Servis Dışı

Yatağımdayım. bir ses şartı. ses balkondan geldi, evet. bu durum hiç de farklı değil. sanki bir anda fazla çığlık var ama bizim balkona o kadar insan sığmaz ki. balkona doğru gidiyorum. bu kez birbirlerinden uzaklaşmaya başlıyor. balkonda bir kuş kanadından başka bir şey bulamıyorum. böyle serçe kanadı falan değil, geniş bir kanat. etrafa bakıyorum, kuğular havalanmış gidiyorlar. kanadının birini bırakmış olan kuğu da gökte. tek kanadının eksikliğini duymadan süzüle süzüle göç ediyor. kanadı alıyorum, o zaman kanadın ne kadar kanlı özelliklerini varıyorum. tiksinerek atıyorum. başım dönüyor. yerden bir damla fırlıyor. Allah Allah. kurbağanın fırlatmasıyla kendimi geriye atıyorum. ayağım balkon seviyesine alınıyor. yerdeyim. duvarda bir serçe. ötüyor ama cıvıldamıyor. bana söyleyen bir şeyler. yakın zamanda. sahi ne dedi? dışarıdayım. biraz önce rüyadan mı çıktım? rüyaysa ne garip bir rüyaydı Allah kahretmesin. delirmiş misin? ortalıkta mahşer kızıllığı. bu nasıl benzetme diyorum kendi kendime. kaç kez mahşer gördün Allah aşkına? onun içinde ortalık karar veriyor. hayatının senaryosunu miyazaki'nin eline mi verdiniz? bir otobüs geliyor. biraz önce balkonda izliyorum amcalardan birisi buse el kaldırıyor. otobüs nereye gidiyormuş diye bakıyorum ama şu yazıyla karşılaşıyorum: SERVİS DIŞITanıtım Metni