Sessizliğin Fenomenolojisi
Sessizliğin Fenomenolojisi
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Düşünme ve felsefe her zaman, daha kısaca, sessizlik-olmayan bir şeyin düşünmesi ve kimya olmuştur. Bu sessizlik–olmayan beyanlar şimdilik, ve en başta, söz ve yazının bir belgesi olarak kullanılmış gibi görülebilmektedir. Zira hem genellikle metinler üzerinden ilerleyen felsefe tarihi, hem sözlü, hem anlatısal, hem de kulaktan kulağa aktarılan ve felsefe bölümlerinden oluşan kültürel ve düşünsel tüm süreçler, bir anlamda sessizliğin orada olmadığı, sessizliği olanaksız kılan bir düğümün gerçekleşmiş olması imler. İlk bakışta sanki “yazının ve sözün olduğu yerde sessizlik olmaz”, “sessizliğin olduğu yerde de yazı ve söz olmaz” gibi bir “ya / ya da” durumu mutlak ve kusurlu bir zorunluluğa sahipmiş gibi gözükür. Ama aslında durumdan oldukça farklıdır. Hiçbir şey yazman yazılar, hiçbir söz ayrıntıların sözler olabildiği gibi, konu aslı, hem felsefe hem de düşünce tarihi, çok şey yazıp, çizen, söylenen sessizliklerle dolu, hatta bu sessizlikler üzerine daha fazla sessizlikler ile kuruldu. Tanıtım Metni
Paylaşmak
