Sezai Karakoç'un Hızırla Kırk Saat'i

Cahit Zarifoğlu, 1967 yılında, Bugün gazetesinin köşesinde “Hızırla Kırk Saat” için: “Türk şiirinin kendi kaynağına dönme ve kendi olma özgürlüğünü ilan etme ve kendi bayrağını kullanma savaşı ve zaferi” diyor; “Onda her türlü esaret unsurundan özentisiz ve çözülebilen ayrı kalmış, ancak kaçınılmaz olarak batıdan gerekli kişilerin da almayı başarmış bir özgürlük vardır.” diye ekliyor. “Hızırla Kırk Saat” modern Türk şiirinde metafizik yoğunluk ve etki gücü en yüksek şiirlerden biridir ve Sezai Karakoç'un çizgisi içinde, şiir dilinin düşüncesi ile kusursuz bütünleşmesini ortaya koyan özgün bir eserdir. Osman Bayraktar, çalışmalarını hazırlamakta olan “Hızırla Kırk Saat”in geniş bir tahlilini ortaya koyarken aynı zamanda Karakoç'un sanata bakışını ve poetikasını da irdeliyor. Hem edebiyat dünyasında hem de akademik alanda ilgi odağı olmayı sürdüren “Hızırla Kırk Saat”i, şairlerin şiirindeki yeri, bölgesel bağlamaları, dini-kültürel arka planlarını, eleştirileri, anlam dünyalarını, referanslarını, uyandırdığı etkileri ve daha pek çok kapsamdaki değişiklikleri inceliyor.Tanıtım Metni