Ötüken Neşriyat
Sibir Hanlığı Kronikleri 3
Sibir Hanlığı Kronikleri 3
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Asırlar boyunca akan, ömrü boylarından uzun iki büyük nehir… Bir tarafta İrtiş, bir tarafta Tobol… Hırçın hırçın akarlarken tam kavuştukları yerde sakin, kumdan bir adacık… Adacığın üstünde, bu iki nehirden zuhur eden iki vahşi hayvan boğuşuyor. İrtiş Nehri'nden çıkan hayvan beyazı, gür yeleli ve iri yapılışı bir kurda benziyor. Tobol Nehri'nden çıkan ise siyah renkli, ufak bir tazıyı andırıyor. Bu ufak hayvan iri hayvanı naçar bırakıp alt ediyor; sonra suya dönüyor. Fakat iri hayvan diğer hayvan sudayken yeniden hayat buluyor; o da diğeri gibi yine suya dalıyor. İşte Küçüm Han hayal mi gerçek mi olduğu anlaşılmayan bu enfes sahneyi uzun süredir izliyordu. Bir kısır döngü hâlinde tekrarlanan bu olay anlamını veremiyor; Etrafındaki kâhinlere bunun içini kapatıyordu. Nihayet kâhinlerden biri Küçüm'e şöyle dedi: "İri olan hayvanın senin büyük, dört başı mamur hanlığının; küçük olansa kendi üstlerine bile kafa tutmuş, eli kanlı bir Rus savaşçısı. Bu savaşçı seni öldürmeye geliyor. Bu topraklara gelecek; senin halkını esir alacak ve bütün şehirlerini zapt edecek. Bu kişi çok kısa bir süre içinde ortaya çıkacak." Küçüm Han bu haberle sonradan kim olduğunu öğreneceği Yermak'ın gücü, ona yeni düşeceğini anlamıştı. Tanrı ta en sevdiği Yermak'ın yanında haber veriyordu. Küçüm, mağlubiyetle galibiyetin bu iki hayvanın az dişleri arasında olduğunu anlayana kadar bekledi. Gün doğdu, gün battı… Gün doğdu, gün battı… Nihayet Yermak, bütün askerleriyle nehirleri, engin çayırları geçmiş ve Küçüm’ün henüz üzerinde neler yaşanacağını hayal dahi olmayan olaylar topraklara ulaşmıştı. Beyaz ömrü kanlanmış; kara yağı atlar kara bir bulut gibi Küçüm'ün üstüne çökmüştü. Dünyanın en soğuk topraklarını İslam'la ısıtan bu yüce asker, sonsuzluğa uçacak ve yeri buz gibi soğuk bir imparatorluğa, Ruslara bırakacaktı. Şükûneti bozulan iki büyük nehir: İrtiş ve Tobol… Tarihin bu en kanlı savaşlarından birinde akan kanın kendi sularına karışacağını Nereden bilebilirdi ve bu yükün asırlar boyu taşıyabileceği… Suyun hafızası vardı; unutmayacaktı. … Su bulandı ve bir daha hiç durulmadı… Tercüme ve Notlandırma: Fatih ÜnalMurat ÖzkanMesut KarakulakZafer SeverHarun ArslantürkTanıtım Metni
Paylaşmak
