Ayrıntı Yayınları
Sıkıgözetim
Sıkıgözetim
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Bir hapishane hücresinde üç genç mahkûm... İşlenen cinayet nedeniyle idam cezasına çarptırılmış Yeşil Gözlü ile ufak tefek suçlardan tutuklu bulunan Lefranc ve Maurice. birim rekabetıya bir çekişme var. Lefranc, Yeşil Gözlü'nün hapishanesinin katı kalıcılığı içinde sahip olduğu gücü gıpta ediyor. Mademki cinayet böyle bir sisteme girişte, o halde neden bir cinayet işleniyor? Gerekçesi farklı da olsa Raskolnikov'un arızasına ilişkin bir sorun yaşandı. Gardiyanların mahkûmları, mahkûmların da geniş sıkı bir gözetim altında tutulduğu bu gerginlik, yüksek düzeyde korunmuş, hücrenin en zayıf kuşatması, ve kadınsı Maurice, yaşanan güç mücadelesinin kayıplarıi olmak üzere. JEAN GENET (Ö. 19 Aralık 1910 - Ö. 15 Nisan 1986) Paris'te doğdu. Evlilik dışı bir çocuk olduğu için annesi tarafından terk edildi, yaşına gelince bir yetimhanede ve Morvan'da bir çiftçi ailesinin yanında kaldı. 1926'da ıslahevinden kaçarak devam eden Fransız sömürge birliklerine katıldı. Kısa bir süre sonra buradan kaçtı ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde kaçakçılık olaylarına karışarak tam bir serseri gibi yaşadı. İşlediği suç yüzünden sık sık hapse girdi. 1948'de Fransa'da çalıştırılması yüzünden onuncu kez yargılandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Bu arada, 1942'de hapiste yazdığı Notre-Dame des fleurs (Çiçeklerin Meryem Anası) adlı ilk romanı André Gide, Jean Cocteau ve Jean-Paul Sartre gibi ünlü yazarların dikkatini çekti. Bu yazarların cumhurbaşkanına verdikleri bir dilekçe üzerine bağışlandı. Romanlarında oldukça şiirsel bir dil kullanan Genet, kendi özyaşamından yola çıkan, göze çarpan olayların dünyasını korkusuzca tasvir eder. Hırsızlar, katiller, kaçakçılar, fahişeler, insanlarla dolu olan bu dünyanın pisliği ve cömertliği, Genet'nin güçlü anlatımıyla şaşırtıcı bir güzellik kazanıyor. Oyunlarında ise bu özyaşamsal yöntem bir yana izleniyor. Oyun kahramanlarının da Romanlardaki insanlar gibi toplumun dışında itilmiş kimseler olmalarına karşın, onun bu oyunlarda yaşamla ilgili beslenmenin özünü dile güçlü güçleri. Genet bu yapıtlarında yaşamın bir tanımasını uygulamaları çalışır. Ancak ona göre, yaşam yaşanarak kavransa bile, tam anlamıyla açıklanamayacağı için böyle bir tanım olanağı yoktur. Her insanın bir kimliği vardır ama insanın kendi varlığını kavrayamaz; kişinin düşsel bir yansısını başka bir insanın bakış açısı. Genet'ye göre, insan bu durumdan kurtulmak ve çözülmek için rol yapmaya başlar. Ona verilen bir rol de belli bir işlev, bir addan başka bir şey değildir. Böylece olayların yerdeki olayları kabul edilir, dolayısıyla da gerçek performans törenleri davranışlarına dönüşür. Tanıtım Metni
Paylaşmak
