Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm

Modern toplumsal örgütlenme biçimi, ilkel toplumlarınki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumlar belki de bu yüzden, değer yasalarının beklentilerine yanıt vermediği bu simgesel düzenden, ölümden korktuğuna kaçmaktadırlar.Marx'tan bu yana belli bir devrimci düşüncelerin, değer yasasından ayrılmamaya çalıştığından şüphe duyulamaz; ne var ki, bu uzun bir süre önce kitaba uygun bir devrim düşüncesidir. Hiç kuşkusuz psikanaliz de bir saplantı halinde sunulan bu simgesel düzenden, onu, bireysel bir bilinçaltı içine tıkıp, Baba yasası, iğdiş edilmemek ve seçilmemek üzere indirgeyerek, kaçmaya çalışıyor. Simgesel düzene hep bir Yasayla karşı karşıya getirilmektedir.Bu kitap emek, moda, vücut, ölüm, şiir dili gibi çeşitli alanlardan yola çıkanlar bu tabloyu çözümlemeye çalışmaktadır. Bu metin, günümüzde halen devam eden disiplinler olarak kabul edilen bu alanlar için birer performans modeli olarak değerlendirmete ve çözümlemektedir. Hangisi doğrudur: gerçekliğe ayna tutmak mı, yoksa kuramsal bir meydan okuma mı?Verileni fazla iade etme uygulamasıyla süreci döndürmek, değişim tokuşu kurban etme uygulamasıyla çevrilebilmek; periyodik döngüsellik, üretimin yok edilmesi, yaşamın ölüm tarafından çevrilmesi; anagramın her dilsel terimi ve değeri çevirmesi; sonuç itibariyle bütün bu alanlarda egemen olan zaman, dil, ekonomik değişimler tokuşlarla, birikimde oturan çizgisel bir iktidar anlayışına son veren biçimin adı, dönüşdür. Tersine çevirme bizim açımızdan ölmek ve yok edilmemek anlamına gelmektedir. Simgesel olan, yok edici ve ölümün bir biçimidir.Tanıtım Metni