Soğuk Savaş Dönemi Türkiye'de Antikomünizm ve Antiemperyalizm Algısı

Soğuk Savaş, İkinci Dünya Savaşından sonra ABD ve SSCB arasında başladı. Her ne kadar İkinci Dünya Savaşı'nda aynı blokta yer alsalar da aslında kapitalist ABD ile komünist SSCB'nin politik ve ekonomik sistemlerini çevreleyebilirdi. Dünya Hâkimiyeti için kendilerine müttefik olmak isteyen bu iki farklı ideolojiyi, silahlardan ziyade daha çok siyasi ve ekonomik büyümeyi propagandayla genişletmelerini özgürlerini tercih etti. Kapitalist bir rejimin özellikleri arasında serbest pazar ekonomisi ve parlamenter demokrasi vardı. Hükümetler serbest ve açık seçimlerle, “demokratik” olarak her şeyin mümkün olmasına olanak sağlıyor. Ürünlerin özgürlüğüne değer verilirken, ekonomi büyük ölçüde devletin kontrolünün uzaklığı. Buna karşılık, bir “komünist” devlet olan SSCB merkezden yönetilirken; ekonominin ve toplumun kontrolü kesinlikle Komünist Parti liderliğindeki hakimiyetin elindeydi. Yani en azından dönem boyunca yapılan propagandalar bu şekildeydi. Peki, iki farklı ayrılık sahiplik başı bölünme ve neredeyse tamamlanmış hiçbir paradan kaçınmayan bu süreçte Türkiye'nin seçimlerine etki edenden emin değildi: ekonomi mi politika mı güvenlik mi yoksa kültür mü? Türkiye'de Soğuk Savaş boyunca yaşanan tartışmalar ya da seçimleri ne derece gerçekten ideolojik olarak belirlendi? Elinizdeki kitaptan örnekler yanıt vermek için hazırlanmıştır.Tanıtım Metni