Son On Beş Dakika
Son On Beş Dakika
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Günlerdir; o iki beyaz gömleğinin hikâyesine tanık olan kaç kişiydik, bunu düşündüm. Tanıkların onun birinin hikayesini düşündüm. İçimizden biri bu ölümü çağırmış olabilir diye düşündüm. Zühal'e anlatabilseydim, ölüm üzerine düşünmemin, okumamın sebebi Nermin'i çok özlemek ile ilgili değil. İçimdeki bileşenlerle ilgili. Ve bu temel bir kadından arta kalan temel değil. Belki bir kadının doldurması gerektiğinde doldurulması gerekir. Kimin kendi hikâyesini tam olarak bilebiliyor ki! Her anlatışımızda sürdürülebilir bir şey hikâyelerimiz. Değişirken aynı kalan üstelik. Sır da burada gizli ya. Onca olmasına rağmen aynı kalan nedir? Yaşlanırken ve yaralanırken kaydetmeyi başardığımız şey nedir? Karşılaşmada ortaya çıkan bütün kadınların sadece benim yükünü azalttığı gibi bir görevi olduğu duygusundan kurtulmam gerekiyor. Kadınların hayatını iyileştirmek isterken çok yaralanıyor. Erkekler fragmanların içinde yaşamak istiyor. Kabataşlak bir özet. Fazla bölünmeyen. Bir hikâyenin bütünlüğü, erkeklerin bolluğu ağır, bolluğu ise sıkıcı geliyor. Makineleri tamir edebilen erkekler, ne yazık ki hayatlarını tamir ediyorlar. Onun için erkeklerin hayatını bozma haklarının hiçbir şekilde yaşanmaması gerekir. Fatma Barbarosoğlu'nun kaleminden bir solukta okuyacağınız Son On Beş Dakika ile kendinize ve sevdiklerinize bir adım daha yaklaşacak, evdeki renklerin ve seslerin bütünleştiğini farklı bir şekilde hazırlayacak. Tanıtım Metni
Paylaşmak
