Sovyet Kadını

Aleksandra Kollontay (1872-1952), Rus devrimci hareketinin etkili önderlerinden, sınıflar üstü bir kadın mücadelesine kararlılıkla karşı çıkan Marksist bir düşünür, Ekim Devrimi'nin ardından Bolşevik hükümette yer alan ilk kadın komiser (bakan), barış için gösterdiği çabalarla dünyanınsını bir kadın diplomat... Kollontay'ın durduğu, Rusya tarihi içinde de Marksist feminizmin düşünsel içinde de çok fazla tartışılmamıştı. Oysa Kollontay'ın boyun eğmeyen, dolaysız bir üslupla kaleme kitap yazıları, radikal bir değişimün ve Sovyet Rusya'da geliştirilmeye çalışılan sosyalist pratiğe sorumluluğu hissiyle bağlantılı bir yöneticinin derinlikli ve önemli bölümleriyle tamamlandı. Sovyet Kadını, Kollontay'ın siyasi hayatlarının farklı evrelerinde zihnini meşgul eden çeşitli meseleler üzerine yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan derlenmiş iki makaleden oluşuyor. Yeni bir toplumun yarattığına dair güçlü umutlarla ortaya çıktığı açıkça tıslanan bu makaleler, sosyalist kadın hareketinin parçaları, çağdaş burjuva toplumunun yarattığı “cinsel krizler”in nasıl aşılacağı, kadınların özgürleşmesi için sosyalist sorumlulukları gibi pek çok konuda bugün de tartışmalar açabilecek parlak gözlemler içeriyor. Son yer verilen Kollontay'ın anıları ise siyaset ve mücadeleyle geçmiş bu ömrün, yeni bir dünya yaratma ülküsünden hiç vazgeçmediğini gösteriyor: “Benim hayatım, bir örnek olarak eskimiş çifte standart garabetini diğer kadınların da defetmeye hizmet edebilir. Bu, şahsi varoluşumun en önemli anlamıdır.” Tanıtım Metni