Su Üstüne Yazı Yazmak

"İnsanların taşlarının üzerine yüzyıllarlık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazılardır." Amerika'da doğan, orada İslam'la tanışan ve halen orada yaşayan, çeşitli Amerikan ve Avrupa üniversitelerinde psikolojik eğitim veren akademisyenlik yapan Muhyiddin Şekur Su Üstüne Yazı Yazmak'ta tasavvufa giriş öyküsünü anlatıyor. Şekûr, bu serüveni tasavvufla karşılamasından başlayıp şeyhinin rehberliğinde eriştiği dervişliğe ve bilgilere kadar yön veriyor. Şeyhinden alınan "ders"lerle hayat onun anına dalga dalga yayılan ve hepsi birer hikmete işaret eden, kendisine sunulan lütufları ve bu yolda hayatta kalmayı dile getiriyor. Bölümler arasında ilerleme, okurun günlük yaşam içinde yapılan insana ilahi çağrıya tanık oluyor.Lavabonun göstergesi, biriken günahlara karşı bir uyarıdır aslında. Sadece perşembeleri kendisini aramasını söyleyen şeyhine ulaşamadığında hayal kırıklıkları, yazar Allah'a giden yolda pişiren ateştir. Yolda rastladığı yaralı kuş, şehirde kopması beklenen fırtına ve arabasının bozulması hep semadan gelen işaretlerdir görmeyi bilene.Eski bir plakçaların iğnesini kurtarmak aslında kaybettiği inancını aramaktadır. Ve tüm bu olaylarda okur, yazarın samimiyetine, bazen acemiliklerine, sorularına, ama en çok da teslimiyetine tanıklık olur ve onunla birlikte ruhun ve kalbin bu olağanüstü serüvenine dahil olur.