Sürgün Polisin Cinayet Günlüğü
Sürgün Polisin Cinayet Günlüğü
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Adamın üstündeki lacivert takım, başkomiserin bir aylık maaşını aşacak kadar zenginlik saçıyordu. Güneşle yarışacak kadar geçen süre içinde, diğer ay maaşını iyice zorlardı. Kravattaki altın iğnenin ardından ay maaşı için birincilik girse de pek başarı yoktu. Öne sarkan göbeği, kelleşmiş, iyice semirmenin bu tür bünyelere çokça kattığı sarkan gıdasıyla siz benim kim bilgilerini biliyor musunuz isimli bir Türkiye klasiği vardı karşılarında… Bu coğrafyada bolluk bol yetişen, bu canlı familyası ihtisas alanıydı başkomiserin. İyi bilirdi. Epey dalaşmışlığı, kafa kola yaşamışlığı, en kallavisinden okkalı kazıklarını yemişliği vardı. Gözlerini dikti, kulaklarını açtı ve bekledi. İlk sözler, Sağ sola yollanan önemli adam pozlarından sonra nihayet geldi. “Burada ne oluyor?” Sevimli bir gülümseyen kondurdu yüzü. Tokalaşmak için eli uzatılır. “Merhaba” dedi adama “Ben Başkomiser Sinan Kartal. Siz kimsiniz acaba?” Beş yıllık sürgünün ardından eski görev yerine dönen Başkomiser Sinan Kartal, belalı bir cinayet vakası ile uğraşırken, onu sürgüne gönderen güçleriyle da mücadele ediyor. Katili bulmak için adım atıyor, onu gecikmiş bir hesaplaşmanın da içine sürüklüyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
