Talihsiz Katya'nın Hayırsız Oğlu
Talihsiz Katya'nın Hayırsız Oğlu
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Koltuğunu geriye yaslayıp gözünü kapatmış uykuyu beklerken, morgdaki zamanla Katya çıkageldi gözünün önüne. Metal bir çekmecenin içinde, beyaz bir çarşafa sarılı, dişsiz ağzı açık, gözleri kapalı, hala bombardıman uçaklarına karşı bir teyakkuz işareti, kıpırtısız yatıyordu. Aytek, o sabah morgda eli çekinerek uzatıp Katya'nın buz gibi alnına koymuş ve onun bir daha dönmemek üzere gittiğinde ancak o zaman anlayışı vardı. Bunu da, ince bir sızıyla ancak şimdi fark ediyor. Annesinin ölüsünü gözünün önünden uzaklaştırmaya çalıştı ama başaramadı. Katya metal çekmecenin içindeki kazık gibi doğruldu, başlığı mekanik bir hareketle Aytek'e doğru çevrildi. Gözlerin gözleri kapalı, yüzü hareketsizdi. Açık ağzından, bir hoparlörden çıkar gibi çıktı:“ 'Geberemedin bir türlü!' diyordun Bak, geberdim işte!”Deniz yolundaki insanlar; Kimi iskeleden oltasını sallamış balık bekler, kimi paçalarını sıvamış kumsalda yürür, kimi de yelkenleri fora etmiş bir martı gibi süzülür ufka doğru. Herkese verecek bir şeyler vardır denizin.Muzaffer Abayhan, hüznü gülümseyerek yaşatan usta işi bir mizah, sade, akıcı bir dil ve sağlam bir kurguyla, bilgiçlik taslamadan, gevezelik yapmadan öyküler yazıyor. Bir solukta okunan, şaşırtıcı bir biçimde biten, sarsıcı, akılda kalıcı öyküler… Deniz gibi öyküler…Tanıtım Metni
Paylaşmak
