Tatlı Rüyalar

Senin iradenin güçlü değil hayatım, sadece tutkuların zayıf.” Gazetedeki satılık hayat ilanını gören Hector Berlioz, aradığı adam bulmuştur.Peki, onun gece rüyasında başka bir adam olarak uyanıp ikinci bir hayat sürdüren Şevket Hakan Tunçel'in sorunu nasıl çözülecektir? Görünüşe bakılırsa, rüyalar âlemine giriyor, hayatlar çalan bu yabancıyla yüzleşmekten başka bakımı yok. Bu hastalıkların tek umudu, bıkkın psikolojinin bozulması Olcayto Fişek'tir. Hector Berlioz neyin peşindedir? Olcayto Fişek, rüya-gerçek bulmacasını çözebilecek mi? Para dolu bir çantanın peşindeki gangsterlerin bütün bu olup bitenlerle ilgilenenler nedir? Ya da mahzun bestekâr Hüseyin Bey'in?Tüm bu soruların cevapları, yüzyılın son güneş patlaması sırasında açığa çıkıyor. 2000 yılında yayımlanan Tatlı Rüyalar, 21. yüzyıl Türk romanındaki yeniliklerin öncüsü. Absürt olduğu kadar inandırıcı, çılgınca olduğu kadar zekice, fantastik olduğu kadar çaresiz bir eser. Bilincin sonunda gelen müstesna bir komedi.“Bütün gece arkadaşlarla kral oynamıştık. Yattığımda gözümün önünde iskambil kâğıtları uçuyordu... Sonunda dalmışım. Rüyamda imtiyazlı sinek altılı olarak gördüm. Sinir bozucu, sarı ışıklı, sigara dumanlarıyla kapalı bir odada uçuyordum. Yorulunca gidip avizenin tünedim. O sırada karo papazının bana doğru yaklaştığını fark ettiniz. Uçarak tabii ki... Gelip yanıma kondu. Ben gülümsediyip kendisini ne de olsa büyüğümdür diye saygıyla selamladım. Ama o acımasızca beni dövmeye başladı. Kan ter içinde geleceğinde karo papazının sözleri kulaklarında çınlıyordu: 'Ne biçim adamsın lan sen? Ne koz oynarsın ne el almazsın!'”Tanıtım Metni