Telli Yol
Telli Yol
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Fakir Baykurt, öykülerinde köyün sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekten bir görünüşten işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanarak; Bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde bir rehber barındıran “sıradan insan”, yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte silinip bir biçimde betimliyor. İlk basımı 1998'de yapılan Telli Yol'u yeniden okurla buluşturuyoruz: O anda 114 Numaralı koğuşta bir şimşek çaktı, Merdan'ın yüzü parladı: "A be, ben Bosna Türküyüm; nasıl anlıyordum? Yugoslavya Cumhuriyeti'nde Türkçe öğreniyorduk. Hem de anam babam evde benim için Türkçe öğreniyordu!" Merdan hızlı konuşuyor. Hem de farklı bir Türkçesi var. Hem de sevinçliydi, aylar sonra karşısına Türkçe konuşan biri çıktı. Kaptırdı anlatıyor. Merdan'ı dinlerken gizlice bir top alev savruldu. Saçım, kasım bu alevle yandı gibi acı duyuldu. Belki inanmayacaksınız, Merdan'ın bir kolu dirsekten, bir kolu dipten yok. Kalçalarından aşağısı da kesilip atılmış. Yalnızca bir baş ile gövde var. Öyle tokmak gibi bir çocuk. Yarım kolu veya tokmağın sapına benzemiyor. Yatakta Sağ sola dönebiliyor ama sanmam ki tuvalete kendi imkanlarıyla dönebiliyor, içeriye doğru kendi kendine çıkabiliyor. Almanlar onu yıkıntıların altından çıkarmış. Orada üç gün baygın yatmış. Çıkarıldığında her yanı kırılmış çürük içindeydi. Ezilmiş kemikleri kangrene çevirmiş. Doktorlar kollarını, bacaklarını kırmaktan başka çözüm bulamamış. _(MerdanTanıtım Metni
Paylaşmak
