Ten ve Gölge

Hulki Aktunç, üçüncü öykü kitabı Ten ve Gölge için bir söyleşisinde, “Kentli bireylerin kıstırılmak istendiği listeden kayıt yapma çabalarını saptayan öyküler” adlı eserinde yer alıyordu. Asuman Susam ise bir yazısında kitapta şu şekilde değerlendirilmişti: "Metafor ve imge yoğunluğu olan metinlerdir Ten ve Gölge'dekiler. Yoğun ve ayrıntılı anlatımı bunadur öyküler. Aynı zamanda temsil özellikleriyle kimileri alegorik özelliklertedir... Ten ve Gölge Türkçesinin olmayan, biricik metinlerindendir. Hem öyküdür hem ondan ötede ortaya çıkar ve fazlası ortaya çıkar, sığmazlık dildir." Gerçeğin algılanma biçimi; biçemi; dili ve modern öykücülüğümüze sunulan yenilikler bakımından her zaman öne çıkan bir kitap Ten ve Gölge. "Dinleyecek kimseler bulunacak. Kimse nedir zaten. Kimse de benim, böylece kendi mufassal kıssa ayrılır uzun efsane üyesi. Birileri katılırken ben, söyledimkçe söylemiştim. O birilerine anlatırken de bir küçük tatlı ölüm çırpıntısıyla yalanlar üyeleri ey düş. Ey kara esi." “Hulki: Türkçe'nin seramik ustası.” Cemal Süreya, 999. Gün: Üstü Kalsın Tanıtım Metni