Değirmene Saldırı ve Savaşın Diğer Taslakları

M. Zola, kamuoyu ve eleştirmenler tarafından, özellikle Rougon-Macquart serisindeki büyük romanlarıyla tanınır. Bununla birlikte, yoğun edebiyat kariyerinin otuz yılı boyunca, şimdi dört ayrı ciltte toplanan, hemen hemen aynı sayıda küçük öykü yayınlamaya zaman bulmuştur. Romanlarının, benim bildiğim kadarıyla, çok daha geniş ve çekici bir inceleme konusu sunması doğaldır; öyle ki, Fransa'da bile, şimdiye kadar hiçbir eleştirmen, kısa yapıtlarını ayrı ayrı ele alıp M. Zola'yı bir öykü yazarı olarak tartışmamıştır. Yine de, trompet çalan böylesine gürleyen veya böğüren birinin gümüşten nasıl nefes alabildiğini görmek çok belirgin bir ilgi uyandırır ve aslında, kısa öyküler, "Nana" ve "La Terre"in yazarından oldukça farklı bir M. Zola'yı ortaya koyar; çok daha iyimser, romantik ve nazik bir yazar. Dahası, eğer hiçbir yerde nezaket kurallarına bu otuz kırk kısa öyküde olduğundan daha sert bir şekilde saldırmasaydı, Bayan Grundy'nin düşmanları arasında asla adı geçmezdi ve Palais Mazarin'in kapıları onu karşılamak için çoktan açılırdı. Gerçekten de, İngiliz okuyucuların dikkatini burada yelesi kağıt gibi açılmış bir aslana çekmek istiyorum; evet, insan yiyen bir canavara, ama en iyi halinde olan ve Provence'ın sıcak güneş ışığında gözlerini kırpıştıran bir canavara.