Ölüler Diri

Tek evlenmemiş kızı (uzun zaman önce dul kalmıştı) odadaydı, babasının hizmetindeydi. Hiçbir çekiciliği olmayan, melankolik, orta yaşlı bir kadındı; protesto altında yaşama zorunluluğunu, kendilerine danışılsa asla kabul etmeyecekleri bir yük olarak kabul edenlerdendi. Üçümüz, çıplak duvarlı bir salonda kasvetli, kısa bir görüşme yaptık; sonra yukarı çıkıp kendi odamda valizimi açmama izin verildi. "Akşam yemeği saat dokuzda olacak, efendim," dedi Bayan Meadowcroft. Sanki "akşam yemeği" erkekler tarafından sürekli işlenen ve kadınlar tarafından katlanılan bir tür aile içi suçmuş gibi konuşuyordu. Çiftlikteki ilk deneyimimden pek memnun kalmamış bir şekilde, damatla odama çıktım. Şimdiye kadar ne Naomi ne de romantizm vardı! Odam bunaltıcı derecede temizdi. Bir yerlerde biraz toz görmeyi çok istiyordum. Kütüphanem İncil ve Dua Kitabı ile sınırlıydı. Pencereden baktığımda, kısmen ekili halde olan, azalan ışıkta hüzünle gözden kaybolan ölü bir daire görüyordum. Ladin beyazı yatağımın başucunda, üzerinde kırmızı ve siyah harflerle yazılmış, Kutsal Kitap'tan lanetleyici bir alıntı bulunan bir tomar asılıydı.