Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi

Cinsiyetçiliğin bir cinsiyetin diğer cinsiyetten üstün olduğunu iddia edebilmek. Cinsiyetçilik yapanlar, kadınlardan üstün olduklarına inanmaktadırlar. Bu bireysel bir tutumun ötesinde toplumsal bir çalışmadır. Erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu iddia etmek, güçlü güçler, zenginlik ve özgürlüklerden daha fazla ücret ödemenin “normal” olduğunun benimsenmesinin işareti da geliyor. Bu nedenle toplumsal cin-siyet tabakalaşmasının bedeli kadın açısından çok daha ağırlanıyor. Kadınların kusursuz cinsiyetlerinden dolayı; Eğitim ve emek piyasalarından dışlanmakta, şiddet ve tacize uğramakta, adına öldürülmekte, sömürülmekte, ezilmekte ve ikinci sınıfta zorlanılmakta ve yoksullukla mücade-le gibi birçok sonuçla karşılaşılmaktadır. Bu kitap, toplumsal cinsiyet ilişkilerine ilişkin temel kavram ve kuram-ları tartışmayı, cinsiyet eşitsizliğinin neden ve sonuçları konusunda farklı-dalık yaratmayı, sorun tanımlamalarını ve çözüm önerilerini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Erkek egemen toplumun en önemli yapısı “namus” konu-sundaki algılarda ortaya çıkar. Bu nedenle, üniversite eğitimi ile “namus” konusunda yapılan nitel bir beceriye yer verilmiştir-tir. Nitel programlamanın temel amacı aktörlerin bakış açılarının, kendi bağlamları içinde olduğu gibi yansıtılmasıdır. Öğrenciler için “namus” konusunda konuşmanın zor olduğu ve bekâretin artışının korunduğu görülmektedir. Özellikle kız çocuklarının namuslarını koruyamadıklarında toplumca ken-disine verilen sorumlulukları yerine getiremedikleri zaman suçluluk duy-dukları çünkü namusun bireysel değil tüm aileyi ilgilendiren bir konu ola-rak algılandığı sonuç ile karşılaşılmıştır. Buna karşılık algılarda değişiklik/dönüşüm yaratacak eğitim–öğretim programları da mevcut değildir. Kapsamlı bir literatür taramasına dayalı, yeni işlem, eğitim gören, özellikle toplumsal cinsiyet işlemlerine ilgi duyan öğrencile-re yardımcı olacak.Tanıtım Metni