Trendeki Adam

Michael, hayatı raydan çıkmış, yıkılmış bir adamdır. İstasyonların arasında, peronların kör noktalarında, kimsenin görmediği bar tuvaletlerinin pis zeminlerinde kalakalmıştır. Yaşlanmıştır. Evi, işi, eşi, parası ve daha fazla yaşamak için hiçbir amaç yoktur. Michael, yaşadığı olayın suçunu çocukluğuna ve orada yaşadığı, yeteneğe mahveden bir travmaya dayanmaktır. Ama kaderinin önünde daha fazla eğilmeye de kararlıdır: Bu gidişata artık bir nokta koyacaktır. Oysa son yolculuğunu planlarken, geleceğine farklı bir şekil verecek, dünyayı katlamadığı küçük bir ayrıntıyla karşılaşacaktır: Bir sonraki treni kaçırmasına ve bugüne kadar bambaşka bir rayda devam etmesine sebep olacak, insanların yeni dokunabilmesini sağlamak on iki kişinin bir rötar... Tesadüflerin mucizesine inandıran başarı öyküsüyle, hayatın gerçeklerine tutan Trendeki Adam, kendi sonunu ''elleriyle'' hazırlayan yalnız bir insanın yolculuğunu, ömrüyle sayfalarına taşımak. Okuru derinlemesine anlatımıyla derinlikli bir romana imza atan Andrew Mulligan, umudun hiç umulmadık kısmı ve umulmadık dönemlerden çıkılabileceğine işaret ederek yaşamını sıkı sıkıya kucaklıyor. Dedikleri gibi, treni kaçırmak bazen hayatı kurtarabilir... ''Sevgiye giden en kestirme yolu buladınız mı?'' Kendinizi o kadar hırpalıyordunuz ki birileri size sevecen davranmak zorunda kalıyordu...''Tanıtım Metni