Troya'dan Konstantinopolis'e Boğazlar

Günümüzde Türk Boğazları olarak bilinen ve Çanakkale Boğazı (Hellespontos), Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'nı kapsayan su yolları, antik çağlarda Avrupa ile Asya arasında hem keskin bir ayrım hem de önemli bir köprü görevi görüyordu. Boğazlar, antik dönemin en ünlü iki kenti tarafından da indirmeye devam ediyordu: Asya'da yer alan Troya ve Avrupa kıyısında bulunan Byzantion (bugünkü İstanbul). Hellespontos ve İstanbul Boğazı'ndaki dar geçiş noktaları sadece önemli bir istila rotası değil, aynı zamanda seyahat ve ticaret için hayati önem taşıyan kavşaklardı. Özellikle Karadeniz'in bereketli iç kesimlerinden kalabalık Yunan kentlerine yapılan aralıklı nakliyat için büyük önem taşıyorlardı. Bu su yollarının taşıdığı muazzam konum, buraların Persler, Makedonyalılar ve Romalılar da dahil olmak üzere birbirini takip eden kişiler arasında sürekli bir çatışma noktası hâline gelmesine neden olmuştur. Tarih boyunca bu boğazlar, efsanevi Odysseus ve Kserkses'ten Büyük İskender'e ve ileri görüşlü Büyük Konstantin'e kadar birçok ünlü şahsiyetle beraber anılmıştır. John D. Grainger, sürükleyici anlatımıyla bu önemli bölgenin etkileyici verilerinin dağılımını inceliyor. Troya Savaşı döneminde Byzantion'un Roma İmparatorluğu'nun yeni başkenti olarak yeniden şekillenen tarihî bir süreç anlatılmaktadır. Konstantinopolis adını alacak olan bu yerden kent, bin yıl boyunca Boğazlar'a hakim olmuş, bölge ve dünya tarihinde silinemez bir iz bırakmıştır. Grainger'in ayrıntılı anlatımı sayesinde okuyucular, Boğazlar'ın hem maliyesi hem de tarih açısından taşıdığı büyük öğrencilerin günlüklerinden derin bir kavrayış kazanırlar. Tanıtım Metni