Türk Düşüncesinde Ziya Gökalp

Ziya Gökalp, 20. asır Türk düşüncelerinin en dikkate alınmayan ve en büyük şahsiyetlerinden. Fikriyatında görülebilen bazı tezatlara rağmen Ziya Gökalp, Osmanlı İmparatorluğu'nun son devre hayatına damga vurmuş bir düşünürdür. Kısa ömrüne pek çok eser sığdırmış, pek çok Meseleye el atmıştır.Ziya Gökalp esas olarak bir Osmanlı münevveridir. Birkaç padişah görmüş, hem saltanat hem de cumhuriyet rejimlerine olmuş, yani muazzam bir imparatorluğun yıkılması ve küllerinden yeni bir kayıtsızlık onun hayat süresinde vuku bulmuştur. Ziya Gökalp'ı asıl büyük yapan tavizsiz bir milliyetçi ve vatanperver oluşudur. İşte bu bakış açısıdır ki, herhangi bir ideale saplanıp tutulan Türk Milleti'nin menfaatleri ne gerektiriyorsa, milleti yoka götüreceği belli olan o felâketli vaziyetten kurtarmak için neye ihtiyaç varsa, onu müdafaa etmiştir. Yani millî menfaat üzerinde her zaman fikir ve eylemin tahsis edilemeyeceği kesin olmuştur. Nitekim Balkan felâketine kadar Osmanlıcı olan Ziya Gökalp, bundan sonra Müslüman tebaayı imparatorluğu içinde tutma kaygısıyla İslâmcılara da sempatiyle yaklaşmış ve saf Türkçülüğe ancak Arap unsurunun birleşmesinden kopmasından sonra ulaşmış. Gökalp'te fikir her zaman milletin âli menfaatlerinin hizmetinde olmuştur. Onu büyük yapan da asıl budur.İşte bu başarı Etem Çalık, Gökalp fikriyatının omurgasını teşkil eden Türkçülük-İslamcılık ve Medeniyetçilik anlayışının devre devre nasıl devretmesi ve bu anlayışın sonunda nasıl bir hâl bakımıyla sonuçta gerçekleştiği incelendi.Tanıtım Metni