Türk Edebiyatında Ağıt Yakma Geleneği ve Ağıt Destanlar

İnsanoğlu yaşadığı dönem boyunca etrafı vuku bulan hadiselerden etkilenmiştir. Onu derinden gördüğü en acı olay, ölümdür. İnsanlar, tarihin olumsuz etkilerinden başlayarak, olumsuz hislerini, şiirleriyle dile getirmişlerdir. Ölüm olayı, her insanın kaderinde olan bir hadisedir; bu nedenle ölüm konu yazarak yazılan ürünler çokça ilgi görmesi ve okunması normaldir. Bu yana, Türk edebiyatında içinde ölen insanlarımızın tarihinde yazılan ve ölen kişinin anlattığı ağıtların, toplum yaşamının işleyişi ve bir ağt yakma geleneğine sahip oluşumuzun hikâyesini bu kitapta okuyacaksınız. Ağıt söyleme ve ağıt yakma geleneği, İslamiyetten önceki dönemden itibaren kültürümüzde var olan ve bugün de devam eden bir gelenektir. İlk dönemlerden başlayarak daha çok ağlayıcı, ağıtçı kadınlar tarafından siparişle para karşılığı ya da hiçbir ücret alınmadan söylenen ağlar, matbaanın kültür hayatımıza girmesiyle beraber teknolojik gelişmelerin de katkılarıyla biraz farklılaşarak matbaalarda destancılar tarafından bastırılan ağıt-destan metinleriyle devam ettirilmiştir. Teknolojik gelişmelerin çokça hayatımıza tesir edilmediği önemlerde kaleme alınan ağıt-destan metinlerinin de yer aldığı bu kitapta, geleneğin değişerek devam ettiğine ve ölüme dair yolculuğun geçmişten günümüze çok farklılaşmaya tanıklık ettiğine. Tanıtım Metni