Türk Halk Öyküleri

Hey, hey yine de hey hey! Köroğlu gibi girin söze, özleri yoluyla öze, bir aşk öyküsü anlatalım boyutu. Duyan duymayana, okurken okuduğuna anlatsın ve de bu güzel halk öyküsü, yıllar, yüzyıllar boyu yaşasın. Var varanın, sür sürenin, zemheride yar sevenin, izinsiz bağa girenin hali budur demişler. Onlar öyle demişler ya, sevi nedir, sevdanın ne olduğunu bilmeden sunulanlar. Ya sen biliyor musun bakalım? demeyin. Doğrusu ben de bilimiyorum. Bilmiyorum ama, bir sevda öyküsünü biliyorum ki, boyutu onu anlatayı da bağışlayın beni. Ve böyle devam etmeye başlıyor Ali Püsküllüoğlu, Emrah ile Selvi'yi, Ferhat ile Şirin'i, Hurşit ile Mahmihri'yi, Sürmelibey ile Telli Senem'i, Arzu ile Kamber'i, halimizin yüzyıllar boyu okuduğu bu güzel halk öykülerini, bir kez de kendi anlatıyor. Öykülerin özüne dokunmadan, halk anlatı geleneğine bağlı kalarak ama bunları çağdaşlaştırarak. Beğeneceksiniz. Tanıtım Metni