Türk Romanında Ankara

Tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, farklı kültürlere kavşak noktası haline gelmiş Ankara, Osmanlı dönemindeki kasaba görünümünde sıradan bir Anadolu şehrindeyken Millî Mücadele'nin merkezi varlığıyla özgürlüğün simgeleşmesine dönüştü. Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması ise hem zihinlerde hem de yüreklerde kutsallaşan bu şehirde, altı yüz yıllık bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti yapar. Dolayısıyla Ankara, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından çökmeye başlayan Osmanlı İmparatorluğu'nun bir devamı olmak çok, sosyal ve mekansal bir kopuşu ifade eder. Değişimin mekânla sınırlı kalmadığı, bir yaşam tarzına dönüştüğü bu süreçte değişen açılardan irdelenişi ise romanın geniş sorunsallarından biri haline gelir. Bu etkili 214 roman incelenmiş; 29 Ekim 1923'ten itibaren çok yönlü ve hızlı bir değişime giren Ankara, kurmaca dünyaya yansıyan tüm boyutlarıyla ele alınmaya devam eder. Beş ana bölümden oluşan “Tarihte Ankara”nın başlığını taşıyan ilk bölüm, Roma başta olmak üzere pek çok eski uygarlığa ev sahipliği yapmış Ankara'nın tarihi önem taşıyan mimarî eserler irdelenmiş; “Ankara'nın Doğası” unvanını ikinci sırada taşıyan şehrin uluslararası edebiyata giren doğal varlıkları ele alınarak; “Ankara'nın Mekânları”nın liderliğini üstlenen üçüncü bölümde şehrin başkenti olmadan önceki ve sonraki yerler tespit edilmiş; “Kentsel Doku” dördüncü bölümdeki şehrin dokusunu oluşturan heykeller, kadınlar, parklar, meydanlar ve bahçeler incelenmiş; “Şehir ve İnsan” başlıklı beşinci ve son bölümde demografik yapı, şehre yönelik nitelemeler, yaşanan konut demokratik, başkentin imarı ve neredeyse tüm bölümlere sinen Ankara-İstanbul mukayesesi yer alıyor. Tanıtım Metni