Türkiye'nin Yeni Rejimi: Rekabetçi Otoriterlik

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, ideolojisi veya çıkarları nasıl rekabetsa tanımlamalansın, son kertede iktidara seçim yoluyla gelmiş ve iktidarda sandık yoluyla hayatta kalır... Bu nedenle, meşruiyetini rejimin kredilerinden alır. Seçimle elde edilen gücü ise devleti devletleştirmek, hesap vermemeyi engellemek ve oyunu kendi olmadan hale getirmek için kullanır." Berk Esen, Şebnem Gümüşçü ve Hakan Yavuzyılmaz, bütünleşmiş demokrasiden uzaklaşmanın bir parçası olan Türkiye'nin otoriterleşme deneyiminin otoriterlik oluşumuyla analiz ediyorlar. Yargının ve yaşamın yönetiminin yönetimine girildi, düşünce ve ifade özgürlüğün kısıtlandığı, muhalefetin baskıdan alındığı, medyanın muhalefetten vergilendirildiği “temizlenip” iktidar propagandasının bütün mecraları kapladığı bir korunmuş, seçim, demokrasinin tek soluk borusu haline geldiği, bu rejimde. Ancak bütün siyasal oyun alanı gibi seçimlerin de “tek kale maça” göre temiz ve gayri adil yapıya sahip olması, bu imkanı da tıklıyor. 2023 seçimlerini, güvenilirliğin sürdürülebilirliğinin sınanması açısından kritik bir deneyim olarak alan yazarlar, bu rejimde dayanıklılığın ve perspektiflerini de tartışıyorlar. Türkiye'nin Yeni Rejimi: Rekabetçi Otoriterlik'in sorusu, şu: Rekabetçi otoriterlik, Türkiye için son durak mı? Tanıtım Metni