Türklük: Hüzünlü Bir Bağ

“Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, göç yolları üzerinde bulunan bu topraklarda; inşa edilmek istenen Türklüğün; sürekli yerleşilmek istenen, muğlak, güç de büyük ölçüde bu muğlaklıktan alan, yine muğlaklığı bölgelerinde muhatap öznelerin bağ kurabildiği fakat yine bu muğlaklık ile çoğu özne bakış açısı hep birleştiren ve ancak öznelerin hüzünlü bir bağ kurabilmelerine olanak sağlayacak bir pozisyonda olarak düşünmesi Türklük tahayyülümüzü genişletecektir.” Türklük: Hüzünlü Bir Bağ'da Yağmur Dönmez, Trabzon-Çaykara örneğinde canlı bir etnografi çalışmasıyla, etnokültürel kimliğinin nasıl kayıt altına alındığı, nasıl yeniden üretildiği tasvir ediliyor. Türkçe konuşmakla “sohbet dili” olarak Rumca konuşmak, TürklükMüslümanlık-Lazlık-Rumluk, gündelik hayatta nasıl seçiliyor, nasıl algılanıyor? Basit ve açık sınırlar mı bunlar, yoksa aralarındaki birikimler bazen geçirgen hale geliyor, birbirine dolanıyor mu? Din, eğitim, sınıfsal konumlar, bu kimliklerin deneyimlenmesi nasıl yaşanıyor? Milli kimlik inşasının sadece tepeden aşağı bir iktidar tasarrufu değil, yer direnişleriyle, yer anlaşmalarıyla biçimlenen dinamik yönünü gösteriyor kitap. “Türklük hali”nin veya “halleri”nin, toplumsal yaşam deneyimi içinde nasıl şekillendiğinin bozulmasıne çıkıyor.Tanıtım Metni