Türklüğü Ölçmek - Bilimkurgusal Antropoloji ve Türk Milliyetçiliğinin Irkçı Çehresi (1925-1939)

Burada değişimler ile kastedilen, pozitivist bilimin 20. yüzyılın başındaki prestijinden yararlanarak insan suçlarının, kemiklerinin, alın açıklığının ve diğer beden parçalarının ölçümü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında bu bilimkurgusal antropolojinin üremesine dayanılarak ırkın bir gerçek sayılması, gerçekmişcesine kullanılmasıdır. Hiç bir insanın ayağına tam olarak dönmeyen, masal kahramanlarına yaraşır, camdan bir ayakkabıdır bu tasarı. Ama bu debdebeli fantastik ayakkabı (ölçü) bir işe yaramıştır: Batı ile onun koşullarıyla aşık atabilmek, Batı karşı ezeli ve ebedi bir millet olarak rüştünü kanıtlamak, içerde ise birilerini aşağılamak, etnik ve dilsel çeşitliliği homojen bir kalıba dökmek... Bu tutkusunun giderek kimin daha Türk, ya da kimin daha vatansever olduğu yargılarına vardığını. Nazan Maksudyan, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut vatandaşlık düzeyinde olduğu iddiasının sadece kağıt üzerinde kalabildiği, çünkü ırkçılığın Türk milliyetçiliğine sonradan dahil olmuş, onu bozunduran bir sapma ya da istisna olmadığını, Türk milliyetçiliğinde daha en güçlü ırkçı tonlar bulunduğunu düşünüyor. İncelemesine konu olan Türk Antropoloji Mecmuası'nın devlet destekli bir girişimi olarak bunun özel bir örnek ve örnek olduğu gösteriliyor. Türkiye'de ırkçılığı belli bir siyasi çevreyle ve ırkçı edimlerle sınırlayan, ırkçılığın hiçbir zaman örneği Avrupa'daki gibi teorik ve ideolojik bir temele sahip olmadığı varsayan yaygın bir anlayış var. Bu anlayışın milli yapısının yapısında bir ırkın oynadığı temel rolün kökeni, ya da küçümsediği için Cumhuriyet tarihi boyunca ortaya çıkan çeşitli sonuçlar bununla birliktemakta güçlük çekiyor. Bu incelemeyi, tarihteki belli bir dönemin aydınlatılması için olduğu kadar, ülke genelindeki miraslar belirlenmiş zorluklara farklı bakılabilirliğe olanak sağlamak için önemli bir katkı olarak yayımlıyoruz. Tanıtım Metni