Turuncunun Kıvamı
Turuncunun Kıvamı
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
“Dünya mı kımıldadı o sıra, güneş mi, ağacın çekim gücü mü, bilemedi, ince bir güneş huzmesi vuruş katılaşmış bal damlasının üzerine, yandaki ağaçların dallarından sıyrılıp geldi, tozlarıyla geldi, yeşilleriyle geldi, mavileriyle, sarı daha mı sarı oldu o zaman, kıvamlı sarı, bal sarı, güneşle kırmızı renkte sarı, güneşle, gökle, yerle.” Behçet Çelik, şehirdeki bir kadının hikâyesini takip ediyor. Sözünü sakınmayan, yetişkinlerle kavgalı, yalnızlığıyla barışık, performanslardan ürkmeyip güç devşiren, sırasındaki seçenekler değil hareket etmeyi şiar edinmiş bu kadın bir adamla tanışıyor. Kitaplardan ve şiirlerinden bahsettiklerinde hem yakın hem sinir bozucu gelen bu adamla karşılaşmak, kadının çocukluğundan ve gençliğinden unutamadığı üç sihirli ânın bir benzerine mi gelecek ya da bu yola nereye varacak? Turuncunun Kıvamı, dili, dağılımı ve ritmiyle anlatımının kendine başlı başına bir karakter gibi ön planda olduğu bir roman.Tanıtım Metni
Paylaşmak
