Kronik Kitap
Uluğ Bey
Uluğ Bey
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Timur'un Torunu, Mirza Şahruh'un Oğlu Bilge Hükümdar Uluğ Beg 1394 yılında Sultaniye'de (Azerbaycan) doğan Uluğ Beg, Mirza Şahruh ile Gevherşad Ağa'nın oğlu olup, kendisine Muhammed Turagay adı konulmakla birlikte, daha dedesi Timur'un sağlığında bu reklam yerine, lakabı olan Uluğ Beg diye anılmıştır. Tarihçilerin ifadesiyle “Eflatun'un bilgisi ve Feridun'un haşmetini” şahsında toplamış olan Timur'un torunu Uluğ Bey, küçük yaştan itibaren hayatı matematik ve astronomiye adayı idealist bir bilgindi. Ali Kuşçu gibi fen bilimlerinde öğrenilenlerin toplanmış içeriği Semerkant'ta ilmî çalışma yapmak için her türlü imkan sağlanmış, o ve çalışma arkadaşları, sürecin sonucunu Zic-i Uluğ Beg adlı eser ile ortaya koymuşlardır ki, bu eser Orta Çağ'da İslam dünyasında astronominin son sözüydü. Uluğ Bey'e gelinceye kadar İslam dünyasında bir sürü tahtta oturduğundan beri İslam tarihçileri tarafından “Aristo'nun hükümdarı masalbesi İskender'e” benzetilmiştir. O, ana dili olan Türkçeden başka dinî ilimlerde tartışacak Arapça yanında, şiir yazacak ve kardeşi Baysungur ile şair Genceli Nizami ve Dehlili Hüsrev'in avantajı hakkında tartışacak ölçüde İran edebiyatında bilgi sahibiydi. İnşâ ettirdiği eserlerin ilki “kadın-erkek bütün Müslümanlara ilim toplanmak farz olduğu” hadisinin kapısı üzerinde yazılı olduğu Buhara'daki medreseydi. Semerkant'ta da bir medrese inşa ettirildiği gibi özellikle rasathanesi meşhurdur. Alanın duayenlerinden Prof. Dr. İsmail Aka'nın karşılaştırmalı olarak çevirdiği ve notlandırdığı VV Barthold'un Uluğ Beg: Bilge Türk Hükümdarı adlı eseri Timurlular dönemi Rönesansını gözlerine seriyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
