Uluğ Türkistan'dan Anadolu'ya Türk Efsaneleri-2

İnsanlar, yaşadığı coğrafyaya ait önemli kişileri, nesneleri ve mekanları kutsallaştırır ve sırlarını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlar. Bunlara, yaşanmış bazı olaylar da katıp nesilden nesile aktarılır. Kutsallaştırma, yorumlama ve ayırmaların pek çoğu sözlü olarak kesilir. Ama sonuçta bir sözlü kültür oluşur. Efsane veya söylence, gerçekte oluşmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öykülerdir. Efsanevi kültür bölgesi, Türk dünyasının çok zengin olduğunu içermektedir. Efsaneler insan ile insanı, insan ile coğrafyayı, insan ile diğer varlıkları, insan ile maneviyatı bir kişinin gönül bağı ile sahip olduğu unsurlardır. Türk dünyasının güzel ve önemli bir parçası olan Türkiye'nin doğal olarak aynı özelliklerde olduğu. Anadolu, Türk'ün zengin kültür birikimlerinin cıvıldaştığı kutsal bir ortamdır. Âdeta onun ağacı, her kuşu, her böceği, her hayvanı, her taşı ve her büyük şahsiyetin bir efsanesi bulunmaktadır. Biz de “Uluğ Türkistan'dan Anadolu'ya Türk Efsaneleri-2” adlı yeni eserimize Anadolu'dan Anadolu Sütü, Hasan Dağı, Pirler, Destileri Kırmasınlar ve Terleyen Direk gibi efsaneleri aldık. Türk Dünyasından da Altın Beşik Efsanesi, Gözyaşı Çeşmesi, Yığının Dibindeki Kadın, Korkut Ata, Uzun Saplı Kaşıklar, Ay'ın Yüzündeki Lekeler ve Magosa'da Bir Er Vardı Uykusuz gibi birbirinden güzel efsaneler ile harmanlayarak Türkistan ile Anadolu Türk Efsaneleri arasında bir köprü kurup okuyucusu ile buluşturduk. İnanıyorum ki bu efsaneleri çok beğeneceksiniz, hatta onların bazılarına sahip olarak çıkacaksınız. Belki de bildiklerinize ne kadar da çok benzediğini, bu benzerlik karşısında şaşıracaksınız. Zaten efsaneler biraz da bizi şaşırtmak için anlatılmaz mı?Tanıtım Metni