Uluslararası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye

Savaşların arttığı, rekabetin iyice kızıştığı, ittifak ve ihtilafların her gün yeniden şekillendiği, on yılda gerçekleşebilecek bir yılda yoğunlaşmış olarak büyümek oldukça karmaşık, depolanmak ve desteklenen zor bir uluslararası panoramayla karşı karşıya bulunmaktayız. ABD'nin önemli ölçüde güç kaybı, uluslararası kurum ve paranın işlevsizleştiği ve Çin gibi bir süper gücün dünya üzerinde hükümranlık iddiasında yer alan bir zaman diliminden geçmekteyiz. Özellikle, yılda görünmelik kazanmaya başlayan güç dengesindeki bu kayma, eski defterlerin yeniden açılmasına, yüz yıllık donmuş ihtilafların derin dondurucudan çıkarılmasına ve gelecekte yüzyıllarca belirleyecek hamlelerin birbirini ardınca atılmasına yol açmaktadır. Tüm bu analizler düzenli kitabımız, uluslararası güvenlikle dünya düzeni tartışmaları arasında güçlü bir iyileşmeun mevcudiyetinin hareketle, günümüzde ABD-ÇİN-RUSYA arasında, genel Doğu Akdeniz'in yer egemenlik mücadelesi sırasında yeni bir dünya düzeninin inşa edilmesinin ardından, oluşan yeni düzenin tek bir hegemon güç tarafından yönetilemeyeceğini, yeni dünya düzeninin küresel bir/süper/hiper güç yerine teknoloji ve dijitalleşme iki kutba aralıklı bir çoklu dağılım yaratacağını Türkiye ve bu yeni kurulacak dünyada etki ve alanını genişleten bölgesel güç olma konusunda bir aktör olma istikametine doğru ilerleyeceğini iddia etmektedir. Suriye'den Libya'ya, Karabağ'dan Afganistan'a Türk alanında olup biteni farklı coğrafyalara ilişkin derin bir işlemk, jeopolitik ve siyasi analiz sağlayan Uluslararası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye, yeni bir dünya düzeninin inşasında yer alan aktör ve çalışma durumları arasında işlevsel kurarak uluslararası güvenlik performansına farklı ve benzersiz bir perspektif kazandırıyor.Tanıtım Metni