Ürün bilgisine atla
1 / 1

Astana Yayınları

Uluslararası Hukukta Koruma Sorumluluğu'nun Arap Ülkelerinde Uygulanması

Uluslararası Hukukta Koruma Sorumluluğu'nun Arap Ülkelerinde Uygulanması

Normal fiyat £19.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £19.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

İnsani müdahale, uluslararası hukuk sistemi düzeninin haklarının korunması, iç işlerine müdahale edilmemesi ve uluslararası toplumun insan haklarının ihlalleri için müdahale hakkı konusunda uzlaşma sağlanamamıştır. Büyük devletlerin karşıt devletlerdeki insan hakları ihlallerini, kendi siyasi çıkarlarını kullanmak için kullanılmasının çalışılmayacağı konusunda çok sayıda soru ortaya çıkıyor. Bu nedenle insani gerekçelerle müdahalenin durumunun zararsız yapısal ve meşru bir zeminini kaydetmesi gerekmiştir. Bu da ulusal egemenlik ile çakışma sorunusalının takip edilmesiyle kolektif korumanın arttırılmasının etkinleştirilmesine yol açmıştır. Bu amaçlanan Uluslararası Müdahale ve Devlet Egemenliği Komisyonu (ICISS) Raporu yayımlanmıştır. ICISS raporu, egemenlik ve iç işlerine karışma ilkesi de dahil olmak üzere Vestfalya Antlaşması (1648) ile güçlendirilen uluslararası sistemi, bazı temellerini yeniden değerlendirmiştir. Rapora göre, devletin egemenlik hakkı ile uluslararası toplumsal müdahale sorumluluğu arasındaki temel ayırmayı çözmenin alternatif bir yaklaşım olarak koruma sorumluluğu adı verilen yeni bir kavram formülü oluşturulmuştur. Soykırım, savaş suçları, etnik temizlik ve insanlığa karşı suçların korunması sorumluluğuna dahil edilmiştir. Uluslararası gelişmeler ve uluslararası hukuk kurallarıyla ilgili insan haklarına saygı şeklinde yansıyan insan onuruna saygı zarureti yeniden ortaya çıktı. Devlet ile değişim arasında bir sızıntı meydana gelmiş ve kişilerin bireylerin ile kuruluş siyasal rejimi arasındaki ayrımlar uluslararası düzeyde daha açık hale gelmiştir. Artık hükümet, halkın uluslararası düzeyde temsil ettiği, meşruiyetini milletin iradesinden gücünden yararlanmış ve haklarının uluslararası düzeyde saygı gösterdiğini görüyor. Bir yandan hükümet, uluslararası seviyedeki tek lider, çıkarlarının koruyucusu ve haklarının savunucusu olarak kabul edilirken, diğer tarafta bu halkın haklarına saygı ve koruma konusunda uluslararası mücadeleye güvence sağlamakte ve uluslararası makamlar önünde sorgulanmaktadır. İnsan haklarına yönelik tekrarlanan ihlaller karşısında, uluslararası toplumun ne ölçüde sorumlu olduğu hukuki bir ihtilaf ortaya çıkmıştır. İnsan hakları ve açık ihlaller meselesi ile bu farklı rejim uygulamalarının uluslararası toplumsal açıdan gözlenmesi mümkün değildir. Bu bozulmaların gerçekleştirilmesi amacıyla müdahale amacıyla uluslararası toplumun yürütülmesi gerekmektedir. Ancak burada ortaya çıkan ve yapılması gereken en bariz sorun şudur: insanların acılarına son vermekten kim sorumludur? Yani insani korumayı uygulama otomasyonuna kim sahiptir? İnsani nedenlerle müdahale konusu ve koruma sorumluluğu, uluslararası bileşenler ve uluslararası hukuk kritik konuları olarak öne çıkmaktadır. Nitekim kavram, özellikle de Arap Dünyası'nı sarsan değişimlerine karşı uluslararası kamuoyunun temel kaygılarından birini ifade etmektedir. Ayrıca son zamanlarda insani gerekçelerle müdahale ve koruma sorumluluğu çerçevelerinin kısıtlamaları. Bu da hukuki dayanakları, koruma politikaları ve gerekli sınırlare ne ölçüde uyulduğu konusunda inceleme ve değerlendirme zaruretini doğurmuştur. Tunus ve Mısır'ın yanı Arap Baharı'ndan etkilenen sıra Libya, Suriye ve özellikle Yemen ve Bahreyn'de durum daha değişken ve daha kanlı bir hal almıştır. Arapların jeopolitik konumu açısından özel bir niteliğe haiz olması nedeniyle insanlığı savunmak için müdahale düşüncelerini bir kez daha yeniden gündeme getiriyor. Burada korumanın artmasının ile ilgili bazı soru hataları mevcut.Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle

Customer Reviews

Be the first to write a review
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)