Üsküdarlı

İnsan her zaman en sevdikleriyle sınanır derler. Benim de bu hayatta kalma sınavlarında en zoru hem ailemi hem de sevdiği adamı kaybetmemek içindi... Hikâyem, 1896 yılının baharında, Adapazarı'nın Süleymanbey köyünde başladı. Erkek olmam dostumla kapıda dört gözle bekleyen babam, beni yaşta bir kez kafamı okşayıp “Hayırlı evlat olur umarım,” demiş ve evden çıkmış. Benden önce dört kız çocuğu çocuğuna alan annesi ise kocasına bir erkek evlat edinemediği için çok üzülmüştü. Zehra ablam sorana kadar kimse bana ne isim konulacağını düşünmemiş bile. Babamdan ses çıkmayınca benim adımı seçmeyi anneme kaldım. O da ben doğduktan sonra evin bahçesine güller ekmiş ve onlar gibi olay güzelm diye adım Gül koymuş. Öznur Nizam Piantoni, çocuklukta bebeklerin ekilen nahif bir aşk hikâyesini merkeze alarak okuyucusunu bir zaman yolculuğuna çıkıyor. 1900'lü yılların yaşadığı Cumhuriyet Dönemi'ne uzanan bu eserde yaşanırlarsa gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilerek kaleme alındı...Tanıtım Metni