Vakıfbank Kültür Yayınları
Velayetname
Velayetname
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Bir yere odun yığıp büyük bir ateş yaktılar. O kadar büyük odunların bir ucundaki hastalık, diğer ucundaki atlı görünüyor ve ateşin ısısından kimse yanından yaklaşamıyordu. Gülü Han, Can Baba'ya “Derviş gel, ateşe gir; beklentilerimize göre duruyoruz.” dedi. Can Baba "Beni boy Anadolu erenlerinin gönderdi. Onun izniyle geldi. Beni imtihan için önce kazanda kaynattınız. İkinci kez bu sıcaklıkta yaktınız. Şimdi bu kesiş sizin din büyüğünüzdür. Gelsin o da benimle birlikte ateşe girsin. Hangimizin dini şiddetli ise o alevden çıksın." dedi. Gülü Han ve orada hazır olan beyler ve ulusların hepsi ruhbanın dünyasına bakmak “Ey dinimizin ulusu, derviş seni ateşe girmek için davet ediyor, ne dersin?” dedi. Derviş onların yanında (karşı çıkma) utanıp “Girelim ne olacak?” dedi. Can Baba o kesişin elini tutup “Gel ateşe girelim.” dedi. Ateşe doğru yürüdüler. Keşiş "Ey gerçek er! Ben ne yapacağımı biliyorum. Çocuklarım sana emanet." dedi. Can Baba o ateşte üç gün kaldı. Dördüncü gün ateş biraz azaldı. Gülü Han da adamlarıyla ateşe yaklaştı. Dervişin tek başına oturduğunu ve kesişin olmadığını gördüler. Gülü Han “Rahip nerede derviş?” dedi. Can Baba ateşten çıkan avucunun içindeki ruhbanın parmaklarını Gülü Han'ın önüne bıraktı. "Bize elini verdi. Gönlünü beyan et. Gönlünü verseydi bir şey anlatıyordu." dedi. Milletlerin manevi kültür mirası içerisinde yer alan destan, efsane, hikaye, masal vb. Gibi anonim edebî eserler, zaman içerisinde meydana gelen bölümlerin duygu, düşünceleri, hayalleri, inançları ve değerleri ile birlikte tarihin derinliklerinde yaşanmış örf, âdet, gelenek, görülenek, yaşam biçimleri ve maddi kültür unsurlarının verilerinin bozulmadan saklanmasını sağlarlar. Türklerin İslâmiyet'i kabul ettiği dönem, sonraki dönemlerde ortaya çıktıkları ve halk arasında geniş geniş alana yayılan bulan evliya menâkıbnâme/velâyetnâmeleri de bu birlikte değerlendirilebilecek eserler cümlesindendir. Türk-İslam dünyasının önemli bir yeri olan ve etkileri çürütene kadar ulaşan Hâcı Bektaş Velî; mutasavvıf, âlim ve Bektaşilik yolunun öncüsü olan tarihî bir şahsiyettir. Hâcı Bektaş Velî'nin hayatı, erkânı, kerâmetleri ve yolu üzerine müritleri tarafından bir araya gelerek menkabelerin toplamı olan bu eser, Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı'nda yer alan menâkıbnâmeler içinde en yaygın ve yaygın olanıdır. Hâcı Bektaş Velâyetnâmesi; Hâcı Bektaş'ın nesebi, doğumu, çocukluğu, Ahmed Yesevî ile münâsebeti, onun işaretiyle Anadolu'ya gelişinin anlatılmasıyla başlar. Daha sonra Hâcı Bektaş'ın Anadolu'ya geldiği sonraki hayatı, devrin diğer mutasavvıf ve ünlü şahsiyetleriyle olan münasebetleri, halîfelerinden bazılarının menkabelerinden seçenler, vasiyetname ve ölümü ile devam eder. Yeni harfli orijinal metin ile günümüz Türkçesi metninin bir arada verildiği bu klasiği keyifle okuyacaksınız. Yazar Hakkında: 13. yüzyılda Horasan'ın Nişâbûr şehrinde doğan Hâcı Bektaş Velî, Türk-İslam dünyasının önemli bir yeri olan ve etkilerine kadar ulaşan, mutasavvıf, âlim ve Bektaşilik yolunun öncüsü olan tarihî bir şahsiyettir. Henüz dört yaşında, Ahmed Yesevî'nin halifelerinden Lokmân-ı Perende'nin başladığı eğitimine halifelik makamına gelene kadar hiç ara uygulamaların Hâcı Bektaş Velî, hem batınî hem de zâhirî ilimlerde derinleşmiştir. Tarihi kaynaklara göre Hâcı Bektaş Velî, Horasan'dan yayılan Moğol istilasının önünde Anadolu'ya gelmiş ve Suluca Karahöyük'te otuz altı yıl irşat ile uğraşmıştır. Velâyetnâme'de yer alan kayıtlardan Anadolu'ya gelindiğinde kırk yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Miladi 1271 tarihinde vefât eden Hâcı Bektaş Velî'nin mezarı, bugün Nevşehir ili sınırları içinde kalan Hacı Bektaş ilçesidir. Hâcı Bektaş Velî'nin öne çıkan eserleri şunlardır: Makâlât, Tefsîr-i Besmele, Tefsîr-i Fâtiha, Kitâbu'l-Fevâid, Şathiyye, Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye. Tanıtım Metni
Paylaşmak
