Yaşasın La Muerte! Yaşasın Ölüm!

“Or'da Kimse Var Mı?” serisi, azgın tutkuların beslediği cehaleti şehvetle bağrına basan Türkiye toplumunun kıydığı bir aydının, Günay Rodoplu'nun öyküsü. Alev Alatlı, “Bu toplumda 'biliyor olmak' mutlak surette bir haksızlığa maruz kalmak demektir” diyor. "Çünkü bilgi borçlanır, 'anlamak' zorunda kalır. Cahil, acıma belirtisi gösterir. Yıkıcılığı bağışlanır. Bu, onların lüksüdür. Oysa aydın, bilgilenmek gibi bağışlanmaz bir suçtan müebbeten mahkûm edilmiştir. Bastığı yerde ot bırakmayan cahili, vicdanının demir parmaklıkları arasında kalaner." Günay Rodoplu'nun tercihki trajik boyut bilgisidir. Hayatı, Lao Tzu'yla, Hazreti Muhammed'le, Kropotkin'le, Marks'la, Baudelaire'le, Albert Schweitzer'le, Kazancakis'le paylaşmasına bakılırsa bu dünyadan değil. Ama bu dünyadaki her şey çok bilgi edinmiş bir insanın sorumluluğu altında ezilir, pasifize olur. Türkiye insanının hoyratlığına yenik düşer. "Ve iyilik buradan çıkar. İyilik, dayatılan haksız, yanlış ve çirkin oyun oynamayı reddetmekten çıkar." Yaşasın La Muerte! Yaşasın Ölüm! Yirminci yüzyılda son otuz Türkiye insanının ortak ruhunu çözümleyen, yer yer belgelenmiş serinin ilk romanı. Alatlı, “Türkiye bugün okumazsa, mutlaka okuyacaktır” diyor ve sesleniyor: “Or'da kimse var mı?” Tanıtım Metni