Yağmurun Ülkesine Yolculuk
Yağmurun Ülkesine Yolculuk
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Çocukken evimiz şehrin dışında, dağlarda, tüm şehrin yukarıda görülen bir tepenin yamacında, ufacık bir gecekonduydu. Tüm tepede üç beş tane ev vardı, kaderleri bize benziyordu. O evlerin arkadaşlarının mahalle arkadaşımızdı. O tepelerde boyumuzu aşan çimenlerin içinde gelişip bahar aylarında. Kış geldi mi karda kayardık tepeyi boydan boya, uçardık, donardık, yanardık soğuktan, yara bere içinde kalırdık ama gün batmadan girmezdik eve. Yaz yağmurlarında tepemizin arkasında çiçek açar, yağmurdan sonra, göğü boydan boya sarar, uzanırsak tutmak kadar yakın sanırdık maviyi, yeşili, sarıyı.Anam, patlamanın altından geçen cennete giderdi. Daha sonra ilk çiçeklenmesinde alınan sınava girmek için koşmuştu, çocukluk işte. Tepeye vardığımızda bir adamla karşılaşmıştık, adam sırılsıklam ıslanmış, tüm yağmuru içine çekmiş olsaydı, yanmasından soluyordu, yorulmuştu, belki acımıştı da, yorgundu da. Gökkuşağının sahibi gibi uzakta, sanki onu oraya gitmiş o adam dizmiş, elceğizleriyle yerleştirmişti. Tanıtım Metni
Paylaşmak
