Yalanın Erdemi

Torun Witzleben'in akıcı bir biçimde konuşmasıyla seçmesiyle tek yakın akrabası olan büyükannesinin gerçeklerle ayrılığı, yalanlarla mutlu olduğunu öğrenmesi aynı zamana rastlar. İhtişama, aşırılığa, büyük zaferlere tutkun, heybetli içeriden merkeze geri kalana tepeden bakan büyükanne, torunundan da asil soyadlarına layık olmasını istemektedir. Torun, çok verimli bu beklentilere cevap veremeyeceğini anlasa da umutsuzca çabalar. Küçük yaşta okuma yazmayı öğrenen iddia eder, okuma yazma bilmediği ortaya çıktığında kör olduğunu savunur; Eğitim hayatında artık başarısızlıklarının başarısı gibi şeylerden ibarettir. Büyükanne bu sıradan hayatta kalan arkadaşını kırmak üzeredir ki torun bir çözüm bulur: Evin bodrumuna yaptığı stüdyoda kasetlere, büyükannesinin radyodan dinlediğini zannedeceği haberler, hava durumu raporları, spor karşılaşmaları kaydedilecektir. Çağdaş Alman edebiyatının özgün seslerinden Joachim Zelter, son ana dek yalan söylemek zorunda kalan mirasın öyküsüyle gerçeği kurmacaya, kurmacayı anlatırken okuru da oyuna dahil eden zeki, ironik ve son sayfada kadar yaratıcı bir romana imza atıyor. “Toplumsal eleştiri barındıran, komik ve grotesk bir öykü.” Tanıtım Metni