Totem Yayınları
Yasak Mıntıkanın Çocukları
Yasak Mıntıkanın Çocukları
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Dersimlilerin, tertele olarak adlandırdığı katliamdan geriye; Acılarla birlikte, insansızlaştırılmış bir bölge kalır. Yıllarca devam ediyor 'yasak mıntıka' olarak adlandırılmış ve kimse bu bölgeye girememiştir. Dersimlilerin bu mıntıkaya girmesi çok sonra, özel kararlarla olmuştur. Hasan Sağlam, Yasak Mıntıkanın Çocukları romanıyla yedi kişilik bir ailenin geçişleri, sağır ve dilsiz kızları Sultan'ın mucize dolu hayatta kalış mücadelesini eksen alarak, her yönüyle anlatmaktadır. "Tertele, sürgün ve dönüş" geleceğe yönelik Yasak Mıntıkanın Çocukları, insanın çaresizliği üzerinden sürgüne giden ve parçalanıp dağılmasından sonra, şifayı bulmayı arayan, sonrasında patlayan arta kalan küle uzananların hikayesi de okunmalıdır. "Dağların ardına düşmüş, kırk zamanlarda renk atmış kumaşlar gibi dizilmişlerdi hayat gerdanına. Dağın hangi tarafı dünyaya yakındı? Yıldızlara el dokunduracak gelin hangi zaman su serpecekti tarlaya? Bereketi artsın diye baharın ve kalan eteklerini öperlerdi. Eski masallardan bildiğiniz "kırk katır mı kırk satır mı?" cümlesinde orta yerde yırtılmış artan ağlarlardı. Bilmedikleri gelen selamı başlarının üstünde, dişlerinden ne varsalara aşlardı. Tepeden ıstırap külleri düşüyordu saçlarına. Titriyordu kuzu, korkudu, bebeler. sureti, başka bir koku vardı. Korkunç ürkek ve yabancıydı. Uzaklardan gelen silah seslerinin can alıcı seçimleri belleklerde bütün resimleri çalkaladı. Ölümün algısı yürekleri yaladı. 'Potin izi!' dediler."Tanıtım Metni
Paylaşmak
