Yaşama Sancısı

"Görünmez zincirlerin, mecburiyetlerin, boynumuza ulaşabilmek için esaret tasmanın tamamına kelepçe takarak mahkûm sürdürebileceklerini sanıyorlar beni. Ruhun esaretiyle mahkûmiyeti tatmış olsam da onuruma ağır geliyor o demir kelepçeler. Emeğin, meşakkatin, kitap parçalarının sindiği rejimie dayanıklılıkla dayanıklılığı sinecek. Suçlu en acımasız hâlimle bulduğumda karşı, demek ki aramamak gerekmiş müsebbibi." Onun delisi bir adadır. Her birinin yüzlerine tek ve büyümeyi karşılaştıran Yaşama Sancısı'nın yarattığı vadileri, gölleri, nehirleri, dağları, ormanları görürüz. Farklı aralıklarda, farklı tonlarda, farklı ışık ve gölgelerde… Her biri bize apayrı bir hikaye anlatımısa da coğrafyaları ortaktır; şiddetli, acılı, hüzünlü... Ve dev dalgalara, kasırgalara, depremlere rağmen okyanusun ortasında dimdik ayaktaydı... Genç yazar Fatma Koşubaşı, kalemiyle çizdiği bu ada portreleriyle kendimize, hayatımıza bambaşka gözlerle bakma aracımız oluyor. Günlük kelimeler ve demli duygular ikram edip bize insanlığı hatırlatıyor… Tanıtım Metni