Yazma Yaratma ve Okuma Cesareti

Yazmamamız gereken tek bir şeyi indirgememiz mümkün değil. Çoklu, parçalı ve bazen de yazarın kendisinin de anlamı veremediği şeyler dünyasında ortaya çıkan bu istencin dışavurumu, her şeyin aklın sınırlarıyla açıklanamaz. Yazma serüveninde sezgi, nedensizlik ve benlikte var olan kör noktalar da konu içindedir. Tüm bu karmaşanın içinde bir dil serüveni olan “Yazma Cesareti” özel bir durum. Bu durumu tahammülü sağlayansa, bireyin kendini yazınsal olarak gerçekleştirme ve anlamlandırma çabasıdır. Uzun soluklu bir yolculukta hemen uzatabileceğimiz bu çabanın karşılığı, ancak iyi bir ürünün ortaya çıkmasıyla mümkündür. İyi ürünse daha ilk kurtarma “Yaratma Cesareti”nin doğal sonuçları. Ortalama bir metin okur için, iyi metinler ise metin değeri için kuruluş ve onun iyi metin dilinde de, düşüncelerde de toplumsallaşır. Metinde okurun her şeyi anlaması için bol bol açıklamalar yapılmışsa, okura alan bırakılmamıştır, her şekil sığlık ve düzgünla kurulup öğretiye dönüşmüşse, yazarın oyununa (yazarın kurulu metne) dahil edilmemesi için hiçbir neden yoktur. “Okuma Cesareti” ancak tek parça yapıtlarla başlayan bir durum. Charles Bukowski'nin ifade ettiği gibi bir ifade: "Yazmak uçmaktır benim için. Ateşler yakmaktır. Yazmak, ölüm sol cebimden kayıtlı atıp tutmaktır." Tanıtım Metni