Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt - klasik: Feodal Dünya

Bizde yüzyıllardan beri, aklımıza ilk gelen bu: klasik ile karanlık bir bakıma eşanlamlıdır dilimizde. Bununla birlikte Batı'yı kastediyorsak, ancak bir ölçüde geçerlidir böylesi bir değerlendirme. Batı, bir ara bir alacakaranlığın içine girer gerçi; Ancak 1000 yıllık dolaylarından başlayarak -türlü bunalımlarla iç içe de olsa? ilerleyen, yaratıcı bir çağdır. Hele karanlık, Doğu'daki ortaçağ için asla söz konusu olması gerekenler: kelimenin tam anlamıyla Asya uygarlıkları, özellikle Hindistan ve Çin rönesanslarını yaşarlar; Yakındoğu'da ise, her şey bir yana, 8. yüzyıldan itibaren başlayan insanlığın özellikleri en uzak olaylardan biri sahneye gelir: İslam uygarlığı doğar. Doğu'nun yükselişinin aslında yüzyıldan sonradır. Bu geniş coğrafyada yaşayan toplumların belki hepsine birden egemen olan da "feodalizm" dediğimiz belli bir ekonomik ve sosyal yapısıdır. Ne var ki o bile Batı'da ve Doğu'da ayrıntıları içerir. Bu kitapta, yepyeni bir dönemde. Batı'da, bir yerden sonra, burjuvazinin ve laik düşüncenin palazlanmaya başladığı, Doğu'da ise aklın ve bilimin saltanatını sürdüğü bir çağdır bu; pek büyük sosyal, siyasal, kültürel ve kültürel değişimlerin ağır ağır biriktiği, özellikle Batı'da çöküş dönüşümlerin tohumlarının atıldığı bir çağ. Tanıtım Metni