Zaman Gezginleri 6 – Eyvah Ağzım Gözümün Üstünde

Ağzımız gözümüz altında değil de üzerinde olsaydı nasıl olacaktı? Yemek yerken kaşıktan damlayan çorbanın yağı, tatlının şerbeti gözümüze kaçar mı? Ya da koskoca ceviz ağacında küçücük cevizler yerine koca koca kabaklar yetişseydi. O zaman Nasreddin Hoca gibi; "Ey benim canım Allah'ım! Sen ne yapmazsan en güzelini yaparsın. Yarattıklarını hep yerli yerince yaratırsın. Şimdi şu ağaçtan ayrılan küçük bir ceviz değil de genel bir kabak olayıydı... İşte o zaman, vay benim halim güzel olurdu." der miydin? "Yüce Allah sadece midemizi doyuran nimetler veren ki. Aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu, gözümüzü ve kulakımızı doyuran yiyecekleri da veriyor. Bize bunca nimetler veren Allah'ımıza doğal olarak yeteneklerinden bir teşekkür gerekir." Salih Dede'nin küçük afacanlar ile gerçekleştirdiği macera dolu yolculuklarda Yüce Allah'ın yarattığı nimetleri tanımayı, uzak diyarlardaki güzellikleri ve her şeyin yerli yerince yaratıldığı dünyada en şekilde güzel tanımayı ister misin? Haydi, o zaman sayfalarının çevirisip, maceraya birçok sürprizle birlikte kaldığımız yerden devam edelim. Hazır mısın? Tanıtım Metni